20 Mart 2010 Cumartesi

KUMAR

Rakibesinin elmas küpelerine karşılık üstündeki tüm mücevherleri koydu ortaya. Ortamın ışıltısını sönük bırakıyorlar, masayı çevreleyenlerin gözlerini parlatıyorlardı.
İlk elde küpeler kendi tarafına geçmişti. Ardından rakibesinden altın bilekliğini aldı. Yeni bir kolyeyle oynuyordu parmakları bir el sonrasında.
Sadece alyansı kalmıştı elleri titreyen kadının. Bir ona baktı, bir ortadakilere. Ya hepsi ya hiçbiri. Parmağından çıkardı, masaya koydu.
Kartlar dağıtıldı, açıldı. Önünde ne var ne yok hepsini karşıya itti. Rakibesinin ilk kez mucize görüyormuşçasına şaşkın yüzüne baktı. "Sonunda" dedi "artık gidebilirim."
Çıkmasıyla sessizleşen salonda rakibesi bile bir süre gülemedi.

1 yorum:

  1. Çok sert.. İnsanoğlunun tüm zaaflarıyla, tüm ucuz iyiliğiyle oynayan, ben spektrumun neresindeyim dedirten, iyiyim dediğinde bile daha iyisinin zehrini kalbe akıtan bir sertlik.. İstemeden çoklu sonlar yazarım öykülere okurken ama sizde okurken düşünüp bölemiyorum bile; kontrol ilk kelimelerden itibaren hep sizde. Bunu, sadece okuyucu olmayı özlemişim. Kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil