11 Mart 2012 Pazar

BAKMAYANLAR

- “Bunlara” ihtiyacımız var, dediler.
Öfkesi gözünden fışkırdı.
Anlata anlata bitiremediler,
- Birlik, beraberlik, destek, iyi gün, kötü gün…
Gülüşü çarliston biberiydi. Tadına bakmadıkları
için fark etmediler.
- Çok değer veriyorsun “bunlara” ve hep kendine.
Duydu, elleri titredi, saldırmak üzere.
- Biz zamanında senden hiç esirgemedik.
Kustu. Kokuyu duymadılar. O kadar
alışıklardı.
- Ben bunları hiç istemedim ki, dedi.
Yine “Ne istedin?” diye sormadılar. O yüzden “bunlara”
değer verdiklerini hiç bilmediler.

CAREFUL WİTH THAT AXE, EUGENE

Susuyorlardı, sustunuz. Bir şeyler söylemeye yeltendim, şaşkındı
bakışlarınız. İşaret parmağınız dudaklarınızda.
Nesillerce susuştuk. Sesler zamanla içimizdeki gürültü oldu.
Fokurdadık, fokurdadık ve yandardağ
patlasa bu kadar yakmazdı. Soluklarımız bile sessizleşti. Kendimizden geriye
sadece kül kaldı.
Asırlar sonra, acı içindeki vücutlarımızı bulanlar hayatımız
boyunca acı çektiğimizi sandılar. Biz de çekmediğimizi.